Hareketli Portreler
Üçüncü sayımızın (Temmuz 2020) kapağındaki hareketli kolajın yaratıcısı Mehmet Görkem Kayhan, Türk dizi sektörüne yaptığı jeneriklerle ses getirse de biz onun tekinsiz hareketli portrelerini sevdik.
Kendini motion designer (hareket tasarımcısı) ve vfx (görsel efekt) sanatçısı olarak tanımlıyorsun. Mühendislikten tasarıma geçişin nasıl oldu?
Bilgisayar sahibi olduğum genç yaşlardan beri animasyona ve tasarıma ilgi duydum. Ama bunları meslek edinebileceğimi hiç düşünmemiştim. O dönem yaptığım tercihler beni İstanbul Üniversitesi Mühendislik fakültesine getirdi. Üniversiteye gidene kadar, profesyonel iş hayatının okul gibi olacağını düşünüyordum. Sabah erkenden gidip akşama kadar zamanın geçmesini bekleyeceğim bir düzendi beklentim. Okurken grafiker olarak çalışmaya başladığım ufak bir ajans bütün beklentilerimi değiştirdi. Mühendislik mesleğini icra etmeme hiç gerek kalmadı.
En popüler Türk dizilerinden bazılarının jeneriğinde imzan var. Dizi sektörü için çalışmak nasıl?
Dizi ve filmlerde jenerik kullanımının önemli olduğu son yıllara yetiştiğim için çok mutluyum. Günümüzdeki hızlı tüketim alışkanlığı ve “introyu geç” butonları bu tasarım mecrasını bitirmek üzere neredeyse. İşlerimi her hafta yüz binlerin karşısına çıkarabilme şansı verdiği için dizi sektörünü çok sevdim. Orijinal şeyler deneyebilmek için bolca yeri olan bir alan. Portrelere ilgim de bu dönemde başladı sanırım. Oyuncuların portreleri ile tasarımlar çalışmak, üzerlerine anlamlar yüklemek keyifliydi.
Kendin için yaptığın tasarımlarda portreleri hareketlendirmeyi seviyorsun. Tarzını nasıl tanımlarsın? Sürreal, hatta bir parça tekinsiz diyebilir miyiz?
Henüz bir tarzım olduğunu düşünmüyorum. Kendi işlerim üzerinde bir – iki senedir çalışıyorum; denemek istediğim çok şey var. Ama bir tanım yapmak gerekirse hareketli kolaj diyebilirim sanırım. Sürrealizmi seviyorum, bir tarzım olduğunda sanırım en önemli parçası olacak.
Stilinden etkilendiğin veya severek takip ettiğin sanatçılar veya tasarımcılar var mı?
İsim verebileceğim çok fazla kişi yok. İşleri beğeniyor ama yapanların isimlerini unutuyorum 🙂 Yine de tarzı ve hikayeciliği ile Hayao Miyazaki, çizimleriyle Aykut Aydoğdu ve Miles Johnston. Müzikleriyle The Glitch Mob ve Zeki Müren bende unutulmayacak kadar yer etmiş isimler diyebilirim.
Son zamanlarda gördüğün en harika şey neydi?
Köpeğim Maya. Hayata bakış açımı değiştirdi diyebilirim.
Senin ütopyan neye benzerdi?
Küçük bir komün olurdu sanırım. Her gün aynı yüzleri gördüğüm, tanımadığım insanlarla iletişime geçmek zorunda kalmadığım bir yer olurdu. İnternetten ve diğer iletişim aygıtlarından arınmış bir yaşam olsun isterdim içinde.
Enerjinin düşük olduğu bir günde neşelenmek / canlanmak için seçeceğin şarkı hangisi olurdu?
Müziği enerji kazanmak için değil, melankolimi artırması için kullanıyorum genelde. Bana ilham veren, çalışma isteği uyandıran duygu bu çünkü. Yine de son zamanlarda dinlerken iyi hissettiğim bir şarkım var: Hinkstep’ten Lost I.
M. Görkem Kayhan’ın işlerini takip etmek için: www.gorkemkayhan.com ve @grkmkyhn