Afrika Stili ve Modasına Yön Verenler
Stil ve güzellik, Afrikalı kimliğini onurla taşıyanların kendini gerçekleştirme araçları haline geliyor. Tasarım ve moda yoluyla bize güçlü hikayeler anlatan ve Afrika stili için yeni ufuklar açan seslere kulak verelim.
AFRİKA STİLİ: KONGOLU CENTİLMENLER VE LEYDİLER
Bir grup Kongolu erkek ve kadının, sömürgecilerine benzemek için Avrupa stili lüks kıyafetlere bürünmesi, büyük bir çelişki gibi görünebilir; ancak 1920’lerden beri hem bir kimlik iddiası hem de sıradışı bir sosyal direnç olarak yaptıkları şey bu aslında. İngiliz fotoğrafçı Tariq Zaidi‘nin son kitabı “Sapeurs: Ladies and Gentlemen of Congo”, Kongo’nun ikiz başkentleri Kinshasa ve Brazzaville’de filizlenen bu olağanüstü moda alt-kültürüne odaklanıyor. “La Sape” (Société des Ambianceurs et des Personnes Élégantes) olarak bilinen bu centilmenler topluluğunun üyeleri, genellikle çift kimliğe sahip. Gündüzleri taksi şoförü, terzi veya bahçıvan olarak çalışsasalar da geceleri yerli rock yıldızlarına dönüşüyorlar. Pahalı tasarım kıyafetleri satın almak için yüzlerce dolar harcamak, yoksullukla mücadele eden bir toplumda ilk bakışta abartılı görünebilir, ancak Tariq Zaidi’nin fotoğraflarında mükemmel şekilde yansıttığı gibi, “yaşama sevinci” onlar için her şeyden daha hayati.
RÜYA İKİLİ: İBRAHİM KAMARA & RAFAEL PAVAROTTI
İngiliz-Gambiyalı moda editörü İbrahim Kamara ile Brezilyalı fotoğrafçı Rafael Pavarotti’nin son ortak çalışmaları, onlarca yıldır “yüksek moda” dünyasında kendilerine yer bulamayan siyahilerin ve yerlilerin güzellik anlayışını kutluyor. Dazed Magazine’in Genel Yayın Yönetmeni olarak atanan avangard stilist Kamara; Louis Vuitton, Marc Jacob gibi büyük markalara ve Beyoncé, Rihanna ve Madonna gibi sanatçılara da danışmanlık yapıyor. Yaratıcı ikili, son yıllarda toplumsal değişim ve ırklar arası adalet için fotoğrafın gücünü kullanarak hafızalara kazınan görsel hikayeler ortaya koyuyor. Canlı bir renk paleti ve dikkat çekici heykelsi görünümler ile hayranlık uyandırıcı kareler yaratırken, bir yandan da popüler kültürde farklı ırkların temsili konusundaki tarihi anlatıyı ve alışkanlıkları değiştirme umuduyla gelecek nesillere güçlü mesajlar göndermeye devam ediyorlar.
FÜTÜRİSTİK GÖZ: OSBORNE MACHARIA
Kenyalı fotoğrafçı ve Afrofütürist sanatçı Osborne Macharia, günümüzde Afrika’yı şekillendirmeye devam eden post-kolonyal anlatının en güçlü seslerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Macharia, gerçeküstü sahnelere yerleştirdiği her yaştan ve her kesimden eklektik modellerin yer aldığı fotoğraf serileriyle ünlü. Portreleri belgesel olmaktan öte hayali olsa da farklı Afrika topluluklarının keskin gerçekliklerini aktarıyor. “Remember the Rude Boy” serisi için stilist Kevo Abbra ile birlikte çalışan Macharia, Abbra’nın yaratıcı giyim tarzıyla kendi mahallesinde bir moda ikonuna dönüşmüş babasına gönderme yaparak, farklı tarzlarıyla kamera önünde poz veren bir dizi ihtiyar delikanlıyı fotoğrafladı. “Magadi” serisinde ise etnik modayı alternatif bir geçim kaynağı olarak benimseyen bir grup eski kadın sünnetçisinin hayali hikayesini anlattı. Macharia, Afrika halklarına dair yaygın klişeleri kırmak, yeni düşünce biçimleri inşa etmek ve kıta için daha olumlu bir gelecek hayal etmek için Afrofütürizm’i güçlü bir araç olarak kullanmaya devam ediyor.
MADE IN AFRICA: TONGORO STUDIO
Bugün bir Afrika moda endüstrisinden bahsetmek zor olsa da yeni nesil Afrikalı yetenekler geleceği şekillendirmeye başladı bile. Dakar merkezli Senegalli tasarımcı Sarah Diouf, Afrika moda ekosisteminin uluslararası üne kavuşmuş önde gelen isimlerinden. 2016 yılında %100 yerli malzemelerle yerli terziler tarafından dikilmiş giysiler üreten markası Tongoro Studio‘yu lanse eden Diouf’un tasarımları, Beyoncé’nin “Spirit” adlı şarkısının klibinde giydiği siyah beyaz elbise ve “durag” adlı yerli bandana stiliyle ilk kez dikkatleri üzerine çekti. Tongoro Studio, yeni stilleri denemekten korkmayan kadınlar için cesur ve feminen parçalardan oluşan koleksiyonlarıyla göz kamaştırmaya devam ediyor.
DEĞİŞİMİ ÖRMEK: AAKS
Ganalı tasarımcı Akousa Afriyie-Kumi’nin küçük zanaatkar işletmesi, Black Lives Matter hareketinin ardından beklenmedik bir popülerlik kazandı. Bu hiç de şaşırtıcı değil, çünkü birçok yerel Afrika markası, siyahilerin işletmelerini desteklemek yönünde spontane şekilde gelişen küresel bir kampanyanın etkisiyle, bir anda satışlarında görülmedik bir artış yaşamıştı. Bu dalgadan etkilenen AAKS‘ın online satışları da yalnızca 2020’de yüzde 700 artış gösterdi ve markanın zarif rafya çantaları büyük uluslararası perakendeciler tarafından da talep edilmeye başlandı. Ganalı yerel kabilelerin kadınları tarafından asırlık tekniklerle, palmiye yapraklarından elde imal edilen rafya AAKS çantaları, çarpıcı renklerini kullanılan doğal bitkisel boyalara borçlu. Her AAKS çantası, onu dokuyan kadının “imza” etiketini taşırken, tasarımcının keten ve deri detaylarla yaptığı son dokunuşlar da çantalara gerçekten şık ve global bir his katıyor.
GELECEĞİ HAYAL ETMEK: THEBE MAGUGU
Güney Afrikalı tasarımcı Thebe Magugu‘nun küresel başarısı, kendi sözleriyle “Afrika modasının Batı’da resmedildiğinden çok daha fazlası” olduğunun bir başka kanıtı. Thebe Magugu, Güney Afrika’nın el işi geleneğinden ilham alan heykelsi kıyafetleriyle 2019’da prestijli LVMH Genç Tasarımcılar Ödülü’nü kazanan ilk Afrikalı tasarımcı olarak çıkışını gerçekleştirdi. Thebe Magugu, markasının tasarım yaklaşımını ve Afrika stilini öne çıkarma misyonunu şu sözlerle özetliyor: “Kıtanın zengin geçmişinden, karmaşık bugününden ve heyecan verici gelecek kurgusundan ilham alan motifler ve detaylarla buluşan tasarımlarımız; adandıkları Afrika insanının ilham verici özelliklerini yansıtan çok katmanlı kıyafetler.”
ZANAATKARLARIN GÜCÜ: MAISON CHÂTEAU ROUGE
Senegalli Fofana kardeşler, Paris’in Afrikalı işçi sınıfı mahallesi Château Rouge’daki sokak giyimi markaları Maison Château Rouge ile Afrika modasını modanın başkentinin kalbine taşıyor. Senegalli göçmenlerin çocukları olan ikili, geleneksel Afrika ürünlerini Avrupa’ya getirmek için Les Oiseaux Migrateurs (Göçmen Kuşlar) adlı bir dernek kurarak işe başlamıştı. Kıtanın sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak için yerel işletmeleri desteklemek için üzere getirdikleri ürünler arasında “bissap” (bir hibiskus türünden elde edilen meşrubat) gibi pek çok yerel ürün vardı. Yeni girişimleri Maison Château Rouge ise yastıklar ve sırt çantalarından, Sahra Altı ülkeleri üreticilerinden (Fildişi Sahili’nden Uniwax ve Global, Mali’den Teinture gibi) temin edilen renkli Afrika kumaşlarından yapılmış şapka ve tişörtlere kadar uzanan sokak giyimi koleksiyonuyla şimdi genç Parisliler arasında popüler.